'MARLOW cini'
16 Eylül
2018
Marlow'un
öldürülme nedenini anladığımdan, beri gerçek beynim de çakılı!
Eskiden
bir sanat severdim, sanat ile ilgilenir politik olaylardan olabildiğince uzak
dururdum. Shakespeare'e bayılır onun tam
bir kapitalist örneği, olduğunu eserlerinde görürdüm. Sonra Goethe'yi okudum şiirelirini çok aptalca
buldum, bence ruhu şeytani bir adamdı!
Doğru iz sürdüğümü Marlow'u bulunca anladım.
Anladım ki, bu sanatın babası Marlow! Marlow'un hayatına ait kısacık yazılar
okudum. Korkunç sonu beni etkiledi! Daha önceden tanıdığım Wilde ve
Nietzsche'nin bana tersten düşünmeyi öğretmişti ve hiç bir şey anladığımız
kadar değildi çok daha fazlası vardı Salvador Dali'nin anlayışımda geliştirdiği
feraseti atlamak haksızlık olur. Ve ben sanat gibi üst bir akıl ile yüzerken
bir deniz dibi cinine aşık oldum! Gittikçe derinlere çekiliyor, yüzeydeki
zenginliğin köklerini bulmaya davet diyordu! Büyük iştahla aranıyordum saatin,
zamanın yerin, işin, aşın öneminin zorlayıcılığı ancak koparıyordu! Bütün
vaktimi deniz dibinde geçirmeye adamak istiyordum ve elbet beni alıkoyan hayati
eylemlerin mecburiyeti! Ne çok isterdim yukarı çıkma zorunluluğu olamadan
diplerde gezinmeyi. Yapmadım mı yaptım, ancak hiç yetmedi! Doymadım! Hala sık sık diplere dalmak deniz dibi ciniyle
bir olmak, her midyenin içini açmak, incilerin rengine bakmak , nedenler,
niçinler, kimler, kim içinler bunların cevabı! İşte benim hayatımın hikayesi buydu!
Durduğun yerde kalma! Dupduru su bile
olsan, yosun tutarsın! Akıp çağlamak, kendini bir aşka bağlamak, gerekli! Yaşam
arkanda bir şey bırakabilirsen yaşamdır!
Ben böyle,
sanat envanteri ile sevişirken siyasi olayların zorlayıcılığını algıladım! 12 Eylül
ile apolitik olan kuşaktan olduğumdan, algılarım küntleşmiş, eşiği yükselmişti,
öyle kolay siyasi olmam çok da mümkün görünmüyordu. Siyasetin bir yaşam algısı
olduğunu çok sonraları kavrayabildim. Siyaset yaşamı karşılayabilme ve verdiğin
cevapların derinliği, derinlikteki biçimdi. Ellisinden sonra olduğumu fark
ettim. Çok siyasi bir duruşa sahiptim bu anlaşılacak anlamda politik duruş
değildi. Parti vs ilgimi çekmiyordu. benim ilgimi çeken genel gidişattı.
HAL ve GİDİŞ VAHİM ! |
Memleketimde
öyle eylemler oluyordu ki, yükselmiş eşiklerimizi bile aşmıştı! Tıpkı Osmanlı'nın
son günlerindeki Halk gibi! Elimizden geldiğince uzak durmalıydık ve kendimizi
sürekli ketlemeyi marifet sayıyorduk! 'Biz politikaya karışmayız!', 'Bizim
işimiz eğitim', 'Siyaset bizim alanımız değil!'... Bir sürü aldatıcı, kendini
hiçleyen, kandıran cümle ile neredeyse emekli olmaya yaklaştık! Dünyamız küçüktü
derinliğimiz ancak diz boyu!
Sığ dedimse
mesleki alanda sığ olamadım, hiç hiç! Kavga etmediğim ne müdür kaldı, ne
öğretmen en kötü tarafım budur zaten. İnsanları kullanarak bir araç görmek
yerine, direk yüzüne yüzüne haykırmak! Ne elde ettik hiç! Yanlış yöntem!
Eğitim formasyonum bütün öğretmenler beş
basacak kadar kuvvetli idi! Sınıfta ürettiğim çözümler, bilgimi görgümü açığa
vuruyordu, ama kimse anlamıyordu! Fark etmez! Ben beni biliyordum da onay
alamamanın getirdiği doyumsuzluk isyan ile beni zaman zaman yokluyordu! İşte o
zaman kendi tabirim ile 'anırıyordum' bu tabiri affedin ama gerçek bu eşek gibi
uysal akıllı bir hayvan yoktur! En yoksulun yükünü eşek çeker. En ucuz araçtır.
Bütün karayolları eşeklerin izleri ile yapılır ama kimse hakkını teslim etmez
zavallı hayvan itile, kakıla iş yapar, kimse ihtiyaçlarını karşılamaz 'anırınca da'
kabahat olur!
İşte böyle işin özeti bu! Bizde işi sessiz
yaparsanız kıymeti yoktur! Reklam yapacaksınız, parlatacaksınız, biri bin edip,
para babalarının avucunda, damıtacaksınız!
Eriyecek, biçimleneceksiniz,akılınızı,
kaleminizi ufak, ufak, ince, ince satacaksınız ama kimse anlamayacak!
İşinizi
büyük bir ustalıkla çevireceksiniz!
Tıpkı Goethe
gibi bulduğunuz inciyi işleyip, allayıp pullayacaksınız, kapital gücünü
kullanıp, üstüne Enstitü kuracaksınız! Sen bir beyaz yakalısın! İstediğin atı
parayla oynatmaya haizsin! Napolyon boş yere dememiş para,para!
İşte aslı bulmak böyle bir şey 'Faust'
önemli bir eserdi ve ben hiç beğenmemiştim! Çünkü içinde yalanlar sezdim, alt
beyni sezdim ve sonraları Atatürk'ün Goethe ile ilgili sözlerini okuduğumda
yine hayran oldum ben hislerimin adını bilgisizliğimden ötürü koyamıyordum
ancak Atatürk nasıl bir bilgi deryasına sahip ise adını koymak bir kenara geri çeviriyor neredeyse kendi
silahı ile onu ele geçiyordu .. Ben işte Atatürk'e olan gerçek tutkumu, bu
deniz dibi cinleri sayesinde edindim! Şizofrenler gibi her şeyden şüphe ederek
bakmak bazen insanın sağlığını bozacak seviyeye bile geliyor ve bozulmuyorsa
bilgiden bozulmuyor. Çünkü esrar perdesini kaldırabilirsen gerçeğe ayyıyorsun
eğer yeterli alt bilgiye sahip olmadan, dip bilgiye eriştiysem paniklediğim oluyor
olgunlaştım artık yada bilgi düzeyim arttı eskisi gibi heyecana kapılmalarım
yok!
Eğer Atatürk
kadar bilgili olsaydım işler gerçekten kolaydı! Biz sadece izlerini takip
etmekte bile güçlük çekiyoruz! Neden? Çünkü bilgi düzeyimiz O'na erişeeemiiiyooorr
. Bazılarının erişiyor ma onlarında kişisel menfaatleri koyuvermiyor ki, doğruyu
sesletsin! Yoksa, göbeği şişirip Urallar'da son model gezebilmek mümkün mü? Lüx
yatlarda JeoloJik araştırmalar, Fisky yudumlarken kazılar yapmak!
Neyse
daldırdım yine siyasi olmak diyordum, 'bir yaşam algısı ve bilgin görgün ile
verdiğin cevapların bütünü.'
Bunun siyaset
ortamında olması da şart değil! Yani dar anlamı ile parti odası, parti örgütü
vs değil! Otobüste ayakta durmak, bile bir siyasi eylem veya yer ver vermek
veya verilen yere nasıl oturduğun, giyinmek, okumak, her şey her şey!
Geçenlerde bir spor Klubünün başkanı Atatürk
posterini siyasi bulmuştu da, çok hak vermiştim ve yazdım 'evet siyasidir!'
'Atatürk posteri siyasidir!', 'İstiklâldir,
İstikbâldir ve emperyalizme atılan tokattır' Bayrağa, 'bu bayraktır' diyenin de
aklından zoru vardır. Herkes onun bayrak olduğunu biliyorsa söylemenin gereği
nedir? Sandalyeye bu sandalye diye bağırana deli derler ama sizinki delilik
değil! 'Gereklilik' gereği şudur; uymak, kitabına uydurmak! Goethe'de böyle
yapmıştı yeni değil bu olanlar!
Ne hallere düştük gerçeği söyleyene deli
diyeceğiz nerdeyse! İstibdat dönemleri böyledir! Akıl ve delilik çizgisi kol
kola girmiş birlikte gezerler!
ATATÜRK 'İSTİKLAL dir, İSTİKBAL dir.' |
Başlık atmaz isem bu iş uzayacak halının tozu, delinin sözü bitmez imiş!
Kemalizm ile
tanışmam, küçük bir partinin toplantısına katılmak ve Başkanının anlattıkları
ile oldu, Anlamam için sunucu Başkanı, iki üç kere can kulağıyla dinlemem
gerekti sonra anneme sorduğumda aldığım cevap beni iyice emin olmaya itti.
Tabii o günlerde Hakkı beyin beynimize çaktığı kıvılcım beni esir etti! işte o
gün bu gün ben böyleyim! Partinin iş yapma yöntemleri ve sosyal hayatı çok çaba sarf etmeme karşılık
doku uyuşmazlığı nedeni ile son buldu ama bilgi, bilgi son buldu mu? Hayır asla!
Ben sevdaya tutuldum bir kere, örselenmek,
yanmak umurumda değil! Bu politika denen sosyal ortamlarda ne kazıklar yedim,
ne aldatmacalara, ne sapkınlıklara maruz kaldım! Hepsini andıkça midem
bulanıyor! Ne kullanıldım ne kullanıldım. Esrarkeşler gibi her defasında bir
umutla, her güzel duyguyla, aldatıldım, oynandım! Afiyet olsun da ben değil siz
eksildiniz! ben kişilere değil aşka bağlandım.
Her politik kişi kendi liderliğinde beni müridi
olarak saflarına katmak istedi ama artık benden çekiniyorlar! Teklif dahi
gelmiyor yine de bazı cesaretkarlar çıkmıyor değil! Onların bütün derdi benden
faydalanmak, bunu biliyorum artık ve iyi bir yöntem yakaladım onu da, Atatürk'ümden
öğrendim 'olur' diyorum. Sonra şartlarımı sıralıyorum. 'Bunlar olursa neden
olmasın' 'hay hay' diyorum. Artık ayakları çekildi!
BAŞÖĞRETMENİM ATATÜRKÜM |
Atatürk'ümü
çok seviyorum 'O' benim en iyi öğretmenim! Her ne yazdığını, yaptığını okudum
ve uyguladım ise yaşamımda yeni bir nitelik oluştu, bilim oluştu!
Onun için gevezelerle vakit geçirmemeye
özen gösteriyorum, bundan sonra hata yapar mıyım? Evet, yine yapabilirim! Çünkü
içimde durmadan yenilenen, bir umut mumu yanıyor, yine kitabına uydurup
kullanabilirler mi? Bence evet yaparlar!
Bende bu AŞK varken o l a b i l
i r !
Ben 'Deniz Dibi Cini'ne aşık oldum her an
vurgun yiyebilir,
her an da kimsenin cesaret edemediği renkleri görebilirim!
HAYROLSUN
!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder